Trump Coin ve Senyoraj Geliri

Trump, kendi adına bir kripto para (Trump Coin) çıkardı. Bu kripto paranın fiyatı birkaç saatte hızla yükseldi ve toplam değeri milyarlarca dolara ulaştı. Ardından eşi Melania Trump da kendi adına bir kripto para (Melania Coin) çıkardı ve o da inanılmaz hızla değer kazandı. Bu işlemler sonucu Trump ailesi servetlerine milyarlarca dolar servet kattı.

Para basma yetkisine senyoraj, paranın üzerinde yazılı olan değeriyle gerçek değeri arasındaki farka da senyoraj geliri deniyor. Merkez Bankası 100 liralık banknotu 10 liraya mal etmişse bu paradan elde edilecek senyoraj geliri 90 lira olmaktadır. Orta çağda senyör ya da lordların kendi adlarına para basma hakkı vardı. Dolayısıyla paranın üzerinde yazılı değerle gerçek değeri arasındaki fark bu senyörlere veya lordlara kalıyor o nedenle bu gelire senyoraj (senyörlük) geliri adı veriliyordu. Zaman içinde para basma yetkisi devlet tüzel kişiliğine geçti ve senyoraj geliri de devlete kalmaya başladı. Tarihsel gelişim sürecinde devletler kâğıt para basma yetkilerini (bu yetkiyi kötüye kullanmamak adına) özerk ya da bağımsız merkez bankalarına devrettiler. Böylece senyoraj geliri kâğıt paraları basan merkez bankaları tarafından elde edilir oldu. Bununla birlikte devletin verdiği yetkiyle para bastığı için Merkez Bankası’nın senyoraj geliri dolayısıyla elde ettiği kârı Hazine’ye devretmesi genel kural olarak kabul edildi. Bir başka ifadeyle devlet, para basma imtiyazını merkez bankasına devretmiş olsa da kendi adına basılan paradan senyoraj gelirini almaya devam ediyor.

Kripto paralar, adında para ifadesi olsa da aslında tam anlamıyla para olarak kabul edilmiyor. Bir şeyin para olarak kabul edilmesi için üç işlev görmesi gerekiyor: (1) Alış verişlere aracılık etmek, (2) Değer ölçüsü işlevi görmek ve (3) Değer saklama işlevi görmek. Kripto paralar paranın bu üç işlevinden yalnızca üçüncüsünü (değer saklama işlevi) görebildiği için para olarak kabul edilmiyor. Buna karşılık bir senyoraj geliri sağladığı da açık. Para, senyoraj gelirini devlete bırakırken kripto paralar senyoraj geliri benzeri kazancı bu paraları çıkaranlara bırakıyor.  

Buradan hareketle Trump ve Melania’nın çıkardıkları kripto paralarla elde ettikleri gelirin tam olarak senyoraj geliri olmasa bile ona çok yakın bir gelir kalemi oluşturduğunu söyleyebiliriz. Buradaki kritik soru şudur: Eğer Trump, ABD Başkanı seçilmeseydi böyle bir kripto para çıkardığında böylesine büyük bir gelir elde edebilir miydi? Bu sorunun yanıtlanması spekülasyon alanına girer ama eğer bir spekülasyon yapmak gerekirse söz konusu unvan olmasa bu kadar büyük bir gelir elde edilmesinin söz konusu olamayacağını düşünüyorum.

Amerikan yasalarında bu konuda yasal bir düzenleme olup olmadığını bilmiyorum. Kamu görevine gelenlerin servet ve gelirlerinin yönetimini, görevde bulundukları sürece kayyuma devretmek zorunda olduklarına ilişkin bir bilgi var hafızamda. Bu bilgiyi hızlıca araştırdım ama bir sonuca ulaşamadım. Bu durumda Trump’ın bulunduğu konumu kullanarak senyoraj geliri benzeri bir gelir elde etmesi yasa dışı mı değil mi bir şey söyleyemeyeceğim. Ama bu davranışın etik olmadığını söylersem sanırım yanılmış olmam. Bulunduğu makamın verdiği özel durumu kullanarak çıkar elde etmek etik bir davranış olarak kabul edilmese gerek.

Dünya öylesine tuhaf bir duruma geldi ki suç nedir, ahlâk nedir, etik ile ahlâk arasında bir fark var mıdır, bunların sınırı nerede başlar nerede biter gibi soruların yanıtlarını bundan bir süre önceye kadar çok daha rahat verebilirken bugün tereddütler içinde kalabiliyoruz.  

Yirmi birinci yüzyıla gelinceye kadar piyasalar bu konulara çok daha hassas yaklaşır ve net tepkiler verirdi. Şimdilerde ya hiç tepki vermiyor ya da çok cılız ve kısa vadeli tepkiler veriyor. Bu da bize etik anlayışların değiştiğini “benim kazancıma dokunulmadığı sürece beni ilgilendirmez” aşamasına geçildiğini gösteriyor. Eskiden gelişme yolundaki ülkelerde sistemi esir almış buna karşılık gelişmiş ekonomilerde ender ortaya çıkan ahbap çavuş kapitalizmi ve ahbap çavuş demokrasisi yirmi birinci yüzyılda küresel sistemin tamamını kuşatmaya başlamış görünüyor.

Yirminci yüzyılda hukuk dışı, ahlâka aykırı davranışlara tepki gösterilir, bunları yapanlar üst düzey yöneticiler, siyasetçiler ise piyasalar dalgalanılır ve bir süre durulmazdı. Bu yaklaşımların sonucunda o davranışlar ya düzeltilir ya da gerekiyorsa cezalandırılırdı. Yirmi birinci yüzyılda bu yaklaşımlar büyük ölçüde değişti. Hukukun, ahlâkın, etik anlayışların, piyasa tepkilerinin giderek zayıfladığı, bu davranışları sergileyenlerin değil, bu ilkelerden söz edenlerin pek de hoş karşılanmadığı bir döneme doğru yelken açmış ilerliyoruz.

Geriye baktığımda düşünüyorum da soğuk savaş falan vardı ama yirminci yüzyılın ikinci yarısı bayağı iyi bir dönemmiş.  

Yorumlar

  1. Biz, M.B. nin bastığı paraya T.C.COİN diyebiliriz.
    Dolar ver T.C.Coin al.
    T.C.Coin ver Dolar al.
    Aradaki fark senyoraj geliri.
    M.B.nin zararını yık selflerin üstüne.
    Bir yazı daha isteriz.
    Devlet Senyoraj Gelirini Özel Bankalarla nasıl paylaşır ?

    YanıtlaSil
  2. Yozlaşma her tarafımızı sarmış durumda.

    YanıtlaSil
  3. Mevcut durumu özetlerken, değerler konusunu ele alarak çok güzel bir yazı kaleme almışsınız, elinize sağlık.
    Güç ve değer dengesi olumsuz yönde değişmeye başladı.
    Siyasi gücü olan, ekonomik gücü olan, mafya gücü olan … artık adaletin üzerinde, etik değerlerin üzerinde, ahlakın üzerinde … MAALESEF…

    YanıtlaSil
  4. Sayın Hocam kripto paraların merkeziyetsiz olanlarında ki en büyük örneği Bitcoin, senyoraj geliri çıkaranlara değil kullananlara kalmaktadır. İlk çıkaranlar Bitcoini centler üzerinden sattılar. Sonra katılımcı kullanıcılar Bitcoini kullanmaya ve değer atfetmeye başladıkça senyoraj oluştu ve zaman içinde bu senyorajı Bitcoin katılımcıları paylaştı. Bitcoin in değer artışının bir kısmı da bildiğiniz gibi arzının sınırlandırılmış olmasından kaynaklanıyor. Yani değer artışının ve senyoraj gelirinin büyük kısmı buradan geliyor. Dolaysıyla, Bitcoin gibi merkeziyetsiz kripto paralar senyoraj gelirinin büyük kısmını çıkaranlara değil, katılımcılarına devretmektedir. Trumpcoin türü kripto paralarda ise durum anlattığınız gibi. Dolayısıyla, kripto paraları ve diğer kripto varlıkları ve uygulamaların değerlendirilmesinde bu hususun dikkate alınmasında fayda var. Merkeziyetsiz kripto varlıkların yarattığı değerden faydalananlar katılımcıların kendileridir.
    Saygı ve sevgilerimle.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Toplam ne kadar bitcoin üretildi, ne kadarı piyasaya verildi rakamsal bir bilginiz var mı?
      Bir sitede gördüğüm rakamlar piyasada olduğu söylenen coin lerin çoğunun hayali olduğunu gösteriyordu.

      Sil
    2. Bugün itibarıyla 3,6 trilyon dolar karşılığı kripto para mevcut piyasada.

      Sil
  5. Hocam bu durumda bizim etik ve ahlak temelli hareket etmeye devam etmemiz kerizlik mi oluyor? Ben fili çapraz oynarken karşımdaki piyonu bile vezir olarak kullanıyor.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Siz kendinizi huzurlu hissediyorsanız bu kerizlik değildir.

      Sil
  6. Teknoloji arttıkça merkezi devletlerin gücü ve yaptırımı azalıyor. Teknoloji bizi ahlaki yönde geliştirmiyor aksine batıl itikata ve korsanlığa özendiriyor

    YanıtlaSil
  7. ABD'nin seçilmiş 47. Başkanı Donald Trump’ın 20 Ocak’taki yemin töreni için toplanan bağışlar, 170 milyon doları aşarak tarihteki en yüksek seviyeye ulaştı.

    Üstüne birde Trump coin derken sanırım "SAFIMIZ BELLİ OLSUN" şiarı ile hareket etmek iyice ABD de yerleşecek.

    YanıtlaSil
  8. Mahfi bey, benim için çok önemli bir soru sormak istiyorum. Kripto coinler üzerine kendi geliştirdiğim matematik çözümlemeli yazılımları kullanarak ve kendi sermayem ile kazandığım para ile ülkeye döviz kazandırmış isem bu akıl ihracaatı mıdır? Sonuçta usd kazanç ülkeye giriyor. Saygılar.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Yasa ve kurallara uyduğunuz, verginizi ödediğiniz sürece evet.

      Sil
  9. Sizin kripto paralar hakkındaki görüşünüz nedir, gerçekten hayatta yer edinebilir mi yoksa tarihteki en büyük saadet zincirlerinden biri mi?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Benim görüşümün önemi yok çünkü kripto paralar bayağı bir yer edindi.

      Sil
  10. Zaman içinde ahlak, etik ve değerler değişiyormuş demek. Diyalektik derdi de inanmazdık.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. İnsan değişiyor. İnsan değişince ona bağlı her şey de değişiyor.

      Sil
  11. Böyle düşünen kaç kişi kaldık acaba??

    YanıtlaSil
  12. Aslında kripto para terimini Türkçe olarak biz uydurduk sanırım mobil telefonlara nasıl cep telefonu demişsek. Geçende ünlü bir teknoloji editörü yeni bir telefon tanıtırken bu büyük olmuş, cebe girmiyor nasıl bir cep telefonu diyordu, yabancılarda bu napıyor diye aval aval bakıyordu. #sdn

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Yok, biz uydurmadık İngilizce Crypto Currency'den tercüme edip aldık.

      Sil
  13. Mahfi bey çok harika bir yazı olmuş. Blogunuzu uzun süredir takip ediyorum. Yapılan yorumları okuyorum genel kanı şu "a" gitsin "b" gelsin ulke gulluk gulistanlik olur. Ara ara bu sekilde makale yazmanız sizi takip edenlerin fikrini degistirirmi bilmiyorum. Edindiğim hayat tecrübesi bedavaya hiçbirşey yok. Olsa bile eninde sonunda bedelini kat be kat ödüyoruz.

    YanıtlaSil
  14. Mahfi Hocam çok iyi bir tespit, sadece Trump Coin özelinde değil ama değerlerin bu denli hızlı değişip yozlaştığı bir dönemin bizi nereye götürebileceği konusunda da bizleri değerli fikirlerinizle aydınlatır mısınız? Bu yüzyılın insanları olarak bu hızlı değişimlere nasıl reflex göstermeliyiz? Biz de mi yozlaşalım, yoksa değerlerimize sahip çıkmaya mı çalışalım?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Hangi değerimize sahip çıkacağız bilemedim! Sahtekarlar her alanı tutmuş, her alanda bizi köşeye sıkıştırdılar. Ya patlayacağız yada yok olacağız. Kızılderili atasözü derki; "Bir başkasının maskesini takarsan, sonunda kendi yüzünü kaybedersin." Asıl soru şu; kendin mi olacaksın yoksa onların klonumu olacaksın?

      Sil
    2. Teşekkür ederim. Bazı insanlar kolay değişemez yani bu çabalamakla olacak bir şey değil.

      Sil
  15. Hocam 25 sene sonrada 21.yy ilk çeyreği iyi dönemler olarak hatırlanacak.

    YanıtlaSil
  16. Hayır hayır, insanlık kötüye gitmez, Türkiye de gitmez. Doğrusu şudur; "ahbap çavuş kapitalizmi" (crony capitalism) hep vardı ve çok daha vahim seviyedeydi. Gelişen iletişim çağı ve teknolojinin sağladığı saydamlık bu konuyu daha görünür hale getirdi, artmış gibi görünmesi bu yüzdendir. Ama konu dikkat çektiği ölçüde toplumsal tahribatı konusunda hemfikir olmak hızlanacaktır ve kuvvetle muhtemel tedbirler de daha sağlam temellere oturacaktır. Ahlak ve etik esasında sanıldığından daha zayıf bağlamlardır, mühim olan bir toplumsal tahribatın genele şamil ve somut zarar verdiği konusunda mutabık kalabilmektir. Ekonomik olmayan sistemler saydamlaştıkça elimine olur. Eskiye kıyasla harika bir yüzyıl gelmektedir...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ahbap çavuş kapitalizmi hiçbir zaman bu düzeyde olmadı. Zaman zaman bireysel yolsuzluklar olur ve cezalandırılırdı. Bugün yolsuzluklar artık sistemin özüne işledi, bireyselikten çıktı toplumun önemli bir kesimi yolsuzluklara ortak oldu, olamayanların bir kısmı da olmadığı için üzülür oldu.

      Sil
    2. Hocam Idiocracy filmi gerçekmi oluyor?

      Sil
  17. Kripto paralar bence sanal lale soğanı.Talep olduğu sürece balon şişmeye devam ediyor. Bakalım ne zaman patlayacak temkinli olmakta fayda var. Örneğin başkan coin ( trump coin ) belkide ilk sönecek balonlardan biri olabilir. Çünkü 4 yıl başkanlık süresi var bu paraya talep en fazla 3 yıl sürer. Belkide daha öncede bitebilir çünkü bir çok risk var .Yani bu hikayenin sonu Trump soğanı olabilir.

    YanıtlaSil
  18. Hocam, söylediklerinize saygı duymakla birlikte, bu artışı destekleyen herhangi bir ampirik ölçüm bulunmadığını düşünüyorum. Yolsuzlukların ve ahbap çavuş kapitalizminin geçmişte de ciddi boyutlarda olduğunu, ancak teknolojinin ve iletişim çağının sağladığı şeffaflık sayesinde bu konuların daha görünür hale geldiğini gözlemliyorum.

    Bugün, suçlara ortak olmadığı için üzülenler kadar, suçun düzeltilmesini isteyen ve bu konuda hassasiyet gösteren bir kitlenin de günden güne arttığını düşünüyorum. Ancak bu tür algıların somut verilerle ölçülmesi kolay olmadığından, elimizde kesin bir sonuca varacak araçlar eksik olabilir.

    Önemli olan, toplumsal tahribatın genele yayılan somut zararlarının daha net anlaşılıp, bu konuda hemfikir olunması ve çözüm önerilerinin daha sağlam temellere dayandırılmasıdır. Belki de bu saydamlık, ahlaki bağlamların zayıflığı yerine, bu sorunların daha hızlı çözülmesi için bir fırsat yaratacaktır.

    Saygılarımla,

    YanıtlaSil
  19. Ahlak (Moralite), çağlardır felsefede akıl ve vicdanın fonksiyonu olarak royal (ortalama zekadaki) insana özgü; Doğru ile yanlışı, iyi ile kötüyü, haklı ile haksızı, güzel ile çirkini, normal ile anormali, vb daha birçok sıfatı dürüstlükle muhakeme edip erdemli davranma halidir. Bu sıfatların tamamı insana ve topluma dair kavramlar olduğundan içinde yaşadığımız çevre değiştikçe karşılaştırma ve yargılar da değişir. Ahlakı bütün karşıtlıkların muhakeme edildiği bir üst kavram, ethik i ise toplumsal işbölümü kapsamında ''kabul edilebilir ve edilemez'' ler grubuna dahil etmek doğru olur sanıyorum. syg.

    YanıtlaSil
  20. 80 sonrasinda universite okuyan nesillerden ne yazik ki duzgun tek bir lider cikmiyor. Yani 50'li yaslarda, 60'li yaslarda olan lider yok. Sadece bizde degil, dunyada da yok. Bunu Kanada'da, Fransa'da, Almanya'da, ABD'de, Ingiltere'de goruyoruz. Bunun nedenini bizde Turgut Ozal ve neredeyse ayni anda tum dunyada Reagan ve Thatcher ile baslayan liberal politikalar, desteklenen gorusler oldugunu dusunuyorum. Bugun yetenekli bir kisi CEO olup, basarili olamasa da 1-2 yilda icinde CEO'luktan atilip milyonlarca dolar tazminat almak varken kamu idaresine talip olmaz, zaten de olmuyor. Belki bugun yasasa Turgut Ozal da ben deli miyim Semra, bu tur islere gireyim, ac netflix'i keyfimize bakalim derdi. Cokus bence burada basladi. Hem politikalar degisti, hem de hedefler farklilasti. SSCB cokene kadar (1989 yili) isler iyi kotu yolunda devam etti. SSCB'nin varligi ister istemez bireysel politikalarin gemi aziya almasini engelliyordu. Sonrasinda isler iyice zivanadan cikti. Su anda ABD'de, Avrupa'da egitim, saglik ve hatta ciddi sanayi sektorleri cok ciddi sikintilar yasiyor yani uzmanligin zaman aldigi tum isler sikintida ama kolay yoldan para kazanma isleri revacta. Belki de paranin aktigi yonun toplumsal refaha hizmet etmesi icin paranin biraz korkmasi lazimmis. Yazinizdan sonra 20. yuzyil bu nedenle farkliydi diye dusundum.

    Cok tesekkurler yazilariniz icin.

    YanıtlaSil
  21. Coin paraların tamamı saadet zinciridir. İlk giren kazanır. Giriş olduğu müddetçe saadet sürer. Fiziki altın hariç tüm paralar saadet zinciridir. Ancak devletler arkasında durduğu müddetçe kağıt parada problem yoktur. Büyük bir kıtlık , felaket olursa yiyecek ve içecek hariç hiç bir şeyin değeri yoktur. Fiziki altın da yetmez.

    YanıtlaSil
  22. Değer; ölçü kıymet, karşılık gibi kelimeleri nitelerken zaman; değişim, evrilme, fark gibi unsurları içinde barındırır. İkisini biraraya getiren ve kullanan insan faktörü de yararlılığını belirler. Onun için zamanın tekrarı ya da değerlerin kaybı ya da kazancı insan skalasına bağlı parametrelerden ibaret olmaya devam edecektir. Soru şu bizim gölgemiz bizim değerlerimizin neresine düşüyor?

    YanıtlaSil
  23. Para sıfatını alabilmek için gerekli 1. ve 2. maddeyi kripto paralar tam anlamı ile karşılamıyor olsa da, kısmen karşılıyor diyebilir miyiz? Kripto paraların tam anlamıyla para sıfatını alamıyor olduğunu kabul etsek bile biraz gri bir alanda kaldıklarını söyleyebilir miyiz?

    YanıtlaSil
  24. Mahfi bey merhaba. Universe 25 deneyini bilfiginizi tahmin ediyorum. Farelerle yapilan bu deneyde sinirsiz giba ve barinma saglanirken deneyin sonunda farelerin nufusu cokuyordu ve sapkin sosyal davranislar sergiliyorlardi. Gunumuzde yasadiklarimizda buna benziyor. Dunyada nufus yapisi cokuyor ve sapkin davranislar yayginlasiyor. 50 yil oncesine gore daha obez bir dunyaya sahipiz. Son olarak soguk savas donemi dunyaya hem korku hemde bir ideal asiladigi icin ilkel biyolojimize daha uygundu.

    YanıtlaSil
  25. Elinize sağlık hocam.
    Sosyal medya profilleri konusunda bir süredir üzerinde kafa yorduğum bir durum var, sizin yazınız bana bir kez daha onu hatırlattı.
    Herkes gibi politikacılar da, sosyal medya mecralarında kişisel hesabı üzerinden aktif olabilir elbette.
    Ama kişi Bakanlık görevine atandıktan sonra da, Bakan olduğu için edinebildiği bilgileri kişisel hesabından paylaşmaya başlıyor. Hem de oturduğu koltuğa, bakanlığa ait resmi bir hesap dururken.
    Şahıs, bir partili iken sosyal medya hesabı diyelim ki 10000 kişi tarafından takip edilirken, Bakanlık makamının verdiği güçle paylaştığı mesajlar sayesinde bir anda milyonlar mertebesine erişebiliyor.
    Bence bu nedenle Türkiye’de politika-etik konularında acil bir çalışma yapılmalı ve kamusal mercilerin sosyal medya kullanım prensipleri bir düzene oturtulmalı.
    Kamusal güçle ve yetki ile elde edilmiş bilgiler şahsi hesaplar yerine, ilgili makamın resmi sosyal medya hesapları üzerinden paylaşılmalı. Bunun hilafına hareketler, mutlaka bir yaptırıma bağlanmalı.
    Saygılar

    YanıtlaSil

Yorum Gönder

Bu blogdaki popüler yayınlar

Kapitalizm

Paradan Para Kaybetme Dönemi

Suriyeliler Ülkelerine Dönerse Ekonomiye Etkisi Ne Olur?